26 Nisan 2011 Salı | | By: görkem aytaç

''The Special One''




Portekizli eski kaleci Felix Mourinho'nun oğlu olan José Mário dos Santos Félix Mourinho 26 Ocak 1963'te Setubal'de dünyaya geldi. Teknik direktörlük kariyerinin aksine futbolculuk kariyeri pek parlak değildi. Rio Ave, Belenenses, Sesimbra ve Comercio e Industria takımlarında oynadıktan sonra futbolu bıraktı. Jose Mourinho için 1992 yılı bir dönüm noktasıydı. Sporting Lizbon, takımın başına Bobby Robson'ı geçirdi. Jose Mourinho'ya da Bobby Robson'ın çevirmeni ve yardımcısı olması için teklif götürdüler. Mourinho, ayağına gelen fırsatı tepmedi, teklifi hemen kabul etti. Bobby Robson, Sporting Lizbon'da başarılı olamadı, Sporting Lizbon'dan kovulduktan sonra Porto'nun başına geçti. Mourinho da onunla birlikte Porto'ya gitti. Robson, Porto'nun başında kaldığı 2 yıl içerisinde Porto'ya 2 Portekiz ligi şampiyonluğu ve 1 Portekiz kupası kazandırdı. Başarılı geçen 2 yılın ardından Bobby Robson'a Barcelona'dan teklif geldi, Robson, teklifi kabul etti ve Barcelona'nın teknik direktörü oldu. Tabi 4 yıl beraber çalıştığı Jose Mourinho'yu da yanında götürdü. Mourinho burada Katalanca ve İspanyolcayı da öğrendi. Barcelona o yıl Avrupa kupa galipleri kupasını aldı. Bobby Robson, Barcelona'dan ayrıldı, yerine Louis Van Gaal getirildi. Mourinho bu kez de Van Gaal'in yardımcılığını yaptı. Beraber 2 La Liga şampiyonluğu yaşadılar. Mourinho, buradan Jupp Henyckess'in yardımcısı olarak Benfica'ya gitti. ancak işler istediği gibi gitmedi, burada baş antrenör olamayınca daha ilk haftasında görevi bıraktı ve Newcastle'a, Bobby Robson'ın yardımcısı olmak için gitti.

Mourinho, 2001 yılında Leira'dan gelen teknik direktörlük teklifini kabul etti. Burada 1 yıl çalıştıktan sonra 2001-2002 sezonunun devre arasında Porto'nun başına geçti. yarım sezonda Porto'nun başında çıktığı 15 maçta 11 galibiyet, 2 beraberlik, 2 mağlubiyet aldı. Mourinho efsanesinin asıl başladığı sezon 2002-2003 sezonu oldu. Porto, 2002-2003 sezonunda Portekiz ligi şampiyonu oldu, Portekiz kupasını aldı ve Uefa şampiyonu oldu. Bir teknik direktör daha ne isteyebilirdi ki? bir takımın başına geçeceksin ve 1.5 yılını doldurmadan 3 kupa kazanacaksın. Ama Mourinho bunlarla yetinecek bir yapıya sahip değildi. Bu kupalar ona yetmezdi. O, her zaman en büyük olmayı istiyordu. En büyük olmak istiyorsa, en büyük kupayı almalıydı. Porto 2003-2004 sezonunda da Portekiz şampiyonu oldu. Ama daha önemlisi, Avrupa'nın en büyüğü oldular, Şampiyonlar Ligi kupası süpriz bir şekilde Portekiz'e, Porto'ya gitti. Jose Mourinho, daha 2.yılında Porto'yu Avrupa'nın en büyüğü yaptı. Rüya gibiydi.

Porto'da kazandığı kupalardan sonra, Avrupa'nın dev kulüpleri Mourinho'nun peşindeydi. Karar vermek zordu. Mourinho en sonunda kararını verdi ve Roman Abramoviç'in Chelsea'siyle sözleşme imzaladı. Dile kolay, Chelsea tam 50 yıldır ingiltere'de şampiyon olamıyordu, tek şampiyonlukları 1955 ylında gelmişti. Mourinho daha ilk yılında yarım asırdır şampiyon olamamış bir takımı, hem de Premier Lig rekoru kırarak 95 puanla şampiyon yaptı. Ertesi sezon Chelsea yine şampiyon oldu. 2006-2007 sezonunda şampiyonluk Manchester United'a gitti. 2007-2008 sezonunun henüz başında Mourinho Chelsea'den ayrıldı. Abramovic, Mourinho'yla yollarını ayırarak belki de hayatının hatasını yapmıştı kim bilir. Mourinho, Chelsea'nin başında kaldığı 3 sene içerisinde 2 lig şampiyonluğu, 1 Kupa Şampiyonluğu, 1 İngiltere süper kupası ve 2 Lig kupası kazandı. Yarım asırdır şampiyon olamamış bir takımda, 3 senede alınan 6 kupa. Söylemesi bile insana zor geliyor, ancak Jose Mourinho için zor diye bir şey yoktur.

İnter, 2005-2006, 2006-2007 ve 2007-2008 yıllarında şampiyon olmuştu ancak Massimo Moratti, Avrupa'nın en büyük kupasını, Şampiyonlar Ligi kupasını istiyordu. En büyük kupayı almak için en büyük teknik direktörü göreve getirmesi gerekiyordu. Moratti, İnter'i 3 sene üst üste İtalya'da şampiyon yapan Roberto Mancini'ye yollarını ayırdı ve Jose Mourinho'yla anlaştı. Jose Mourinho, her zaman yaptığı gibi İnter'i de ilk sezonunda şampiyonluğa ulaştırdı. Ancak Şampiyonlar Ligi'nde işler istediği gibi gitmedi. İnter, 2.turda Manchester United'a 2 maç sonunda gol dahi atamadan elendi. İtalya'da Jose Mourinho tartışılmaya başlandı. İnter zaten İtalya'da şampiyon oluyordu. Moratti, Mourinho'yu takımının Şampiyonlar Ligi'ni kazanması için getirmişti. 2009-2010 sezonunda İnter İtalya Ligi'nde yine şampiyon oldu, İtalya kupasını aldı. daha da önemlisi Şampiyonlar Ligi kupasını kazandı. Dile kolay, 45 yıldır hasret kaldıkları kupayı kazandılar. Chelsea'ye 50 yıl sonra lig şampiyonluğunu getiren Jose Mourinho, İnter'e de 45 yıl sonra Avrupa'nın en büyük kupasını getiriyordu. İnter'de istediğini alan Mourinho'nun hedefleri arasında Real Madrid vardı. İnter'deki misyonunu tamamladığını söyledi ve Real Madrid'den gelen teklifi kabul etti. Dünyanın en iyi teknik direktörü, artık dünyanın gelmiş geçmiş en iyi takımının teknik direktörüydü. Mourinho, daha Madrid'e gelmeden Real Madrid taraftarının sevgisini kazanmıştı. 2009-2010 sezonunda Şampiyonlar Ligi finali Madrid'de oynandı. Eğer Mourinho olmasa, Barcelona İnter'i eleyecek ve Şampiyonlar Ligi finalinde Madrid'de boy gösterecekti. Hatta Barcelonalılar finale çıkacaklarından o kadar eminlerdi ki; finalde Real Madrid'in soyunma odasını kullanacaklarını söylüyorlardı. Tabi Real Madridliler bu durumdan çok rahatsızlardı. Mourinho'nun İnter'i Barcelona'yı yarı finalde kupanın dışına itince bu tartışma da son buldu. Real Madrid taraftarı Mourinho'yu daha Madrid'e gelmeden sevmeye başladı.

Real Madrid şu an İspanya liginde 2.sırada ve şampiyon olması imkansız. Bu durumda Jose Mourinho başarısız oldu diyenler olabilir. Ancak öyle değil. Real Madrid, 18 yıldır İspanya Kral Kupasını kazanamıyordu ve bu sezon Barcelona'yı finalde yenerek kupayı müzesine götürdü. 8 yıldır Şampiyonlar Liginde çeyrek finale bile çıkamıyordu. Şimdi yarı finaldeler, rakipleri de Barcelona. görüldüğü gibi her gittiği takımda fark yaratmasını biliyor. her gittiği takıma,o takımın hasret kaldığı kupayı kazandırıyor. Nisan ayı içerisinde oynanacak olan 4 Barcelona maçı öncesinde kimse Real Madrid'e şans vermiyordu, çoğu kişi Barcelona 4 maçın 4'ünü de kazanır diyordu ancak Real Madrid 2 maçta da rakibine yenilmedi, kral kupasını müzesine götürdü. Kimilerinin uzay takımı dediği Barcelona'yı durdurabilen tek adam konumunda Mourinho. Ancak hala kendisini tartışanlar var. bunlar genelde Barcelona taraftarları ya da ülkemizde sıkça rastladığımız Barcelona sempatizanlarıdır. Aslında sempatizan da demek istemiyorum çünkü bunlar Barcelona'yı ölesiye destekleyen ''Çakma Katalan'' diye tabir ettiğimiz insanlardır. Bu arkadaşlar, Mourinho'nun takımlarının Barcelona'yı 10 kişi defans yaparak durdurduğunu iddia ediyorlar. Barcelona'yı durdurmanın yolu bu kadar kolay olsaydı şimdiye kadar çok takım durdururdu. Bir takımdan uzay takımı diye bahsedeceksiniz ve bir teknik direktörün bu uzay takımını sadece 10 kişi defans yaptırarak durdurduğunu iddia edeceksiniz. Kendi kendine çelişmek bu olsa gerek. Son kral kupasında, maçın ilk yarısında saldıran, atak yapan, pozisyona giren, kaçıran takım Real Madrid'di. 2. yarı biraz baskı yemiş olabilirler ancak 1-2 pozisyon dışında kalelerinde pozisyon vermediler. Maç boyunca rakip kalede 5-6 pozisyona girip kalesinde 1-2 pozisyon dışında pozisyon vermeyen bir takım için sadece defans yaparak sonuca gidiyorlar demek futbola ihanettir. Ayrıca 1-1 biten son lig maçında son 40 dakikaya 10 kişi ve 1-0 yenik giren Real Madrid'in neler yaptığını da gördük. 10 kişiyle inanılmaz bir mücadele örneği gösterip maçı çevirdiler. Geçen sezonki İnter-Barcelona eşleşmesinin İtalya'daki ayağında 3-1 kazanan takım İnter'di. İnter, 3 golü sadece defans yaparak mı buldu? 2. maçta da İnter oyunun büyük bölümünü 10 kişi oynamak zorunda kaldı. 10 kişi kalan ve ilk maçtan gelen bir avantajı olan takımın defansif futbolu tercih etmesi kadar doğal ne olabilir? O maçta Barcelona'nın neredeyse pozisyonu yoktu. 1-0 kazandılar, atılan gol de ofsayttı.

Bütün bunlara rağmen Jose Mourinho'nun başarısını sadece defansa bağlayanlar önce at gözlüklerini çıkartsınlar. Çünkü Mourinho'nun gittiği takımlar her zaman liglerinin en fazla gol atıp, en az gol yiyen takımları olmuşlardır. Belki Real Madrid şu an istediği seviyede olmayabilir ancak unutulmamalıdır ki; Jose Mourinho Real Madrid'in başına geçeli henüz 1 sene bile olmadı.Üstelik en büyük rakibi yıllardır aynı sistemde oynayan, oturmuş bir takım, kimilerine göre uzay takımı. Herkes gerçek Real Madrid'i önümüzdeki sezon izleyecektir. Zaten Jose Mourinho'nun takımları, kendisinin de belirttiği gibi 2.sezondan itibaren oturmaya başlar.

Gerçekten inanılmaz bir başarı öyküsü. Mourinho'yu izlemek, onun yaşamına tanıklık etmek bizim açımızdan büyük bir şans. Jose Mourinho şimdiden futbol efsaneleri arasına girdi bile. Bize de onu keyifle izlemek kalıyor.




3 yorum:

Adsız dedi ki...

Mourinho daha iyi anlatilamazdi. Peki tur atlar mi sizce Madrid? Ya da yuzde kac olarak goruyorsunuz tur atlama ihtimalini?

görkem aytaç dedi ki...

ben Madrid'in turu atlayacağını düşünüyorum.ilk maçtaki eksiklikler biraz can sıkıyor ama madrid'i bir adım daha önde görüyorum.bu mourinho'nun 2.senesi olsa bu soruna %90 cevabı verirdim ancak şimdi %51 diyorum.

Adsız dedi ki...

ellerine sağlık kanka :)

Yorum Gönder